30 Haziran 2016 Perşembe

Hale etkisi



Hale etkisi: İlk izlenim yani kişide bıraktığımız ilk algı oldukça önemlidir. Bu yüzden iş başvurularında yada bir yerde ilk kez bulunduğumuzda orada bırakacağımız izlenim bizim için çok önemli olmalıdır. Çocukken hocalarımızın toz kondurmadığı çok sevdiği öğrenciler hep olmuştur. Bu öğrenciler pek çoğumuza göre sıradan olsa da hoca gözünde daima iyidir buna bir türlü anlam verememişizdir ve ayrıcalıklı öğrenci olarak düşünmüşüzdür. Bu öyle olmayabilir aslında çünkü ilk izlenimi iyi olduysa hocanın, bu duruma ‘hale etkisi’ açıklama getirebilir. Örneğin bir iş yerinde bir kişi olsun. Bu kişinin pazarlama seviyesi %70 ,liderlik seviyesi %50, satış başarısı ise %20 olsun ( bunu gerçek seviyesi olarak kabul edelim) bu kişiye karşı ilk izlenimimiz olumluysa bu seviyelerin çok çok üstünde görürüz o kişiyi toz kondurmayız ama ilk izlenimimiz kötüyse(şeytan etkisi) seviyesininde altında görürüz. Özetle söylemek gerekirse bizlerin bir yerde bırakacağı ilk izlenim oldukça önemlidir. 

yazının tüm hakları saklıdır izinsiz alınamaz

Adil dünya inancı



Adil dünya inancı: Bu inanca göre kişi ne ekerse onu biçer. Örneğin kişi iyi bir insansa, yada kötü bir insansa ona göre ödüllendirilecek yada ona göre cezalandırılacağı inancıdır. İyilik yapan ödüllendirilecektir, kötülük yapan cezalandırılacaktır. Bu şekilde düşünmek bazı şeyleri mantığa büründürüyor. Çünkü hayatlarını kötü eden şeyleri bir şekilde açıklama hissi doğuyor.  Ayrıca bu sayede hayatlarını öngörebilecekleri inancı doğuyor, örneğin kişinin kötü bir problemi olsun bu sayede kişi adaletin er yada geç geleceğine inanarak kendine bir şekil motive yapıyor. Çok çalışırsam başarılı olurum. Doğru olanı yaparsam mükafatlandıralım. Ama her zaman böyle olmuyor. Kötü şeyler her zaman cezalandırılmıyor. Bazen kötülükler ödüllendiriliyor. Kişi akıl içi veya akıl dışı durumlara başvurabilir yani kötü duruma maruz kaldığında hakkını adaletle araması, mahkemeye gitmesi gibi şeyler. Bir diğer şey ise adil dünya inancımıza gölge düşürmemek için farklı davranışlar sergileyebiliyoruz. Örneğin tehlikeli bir sokaktan geçerken gasp edilelim, kişi kendini motive etmek için ve fikriyle çelişkiye düşmemek için bendede suç var oradan geçmemeliydim, aslında bir bakıma bunu hakettim gibi düşüncelere sahip olabilir. Yada kocasından dayak yiyen bir bayan düşünelim, farklı insanlarla bunu konuşurken Ayşe ayrıl kocan olacak o Osmandan dediklerinde. Ayşe şunu diyebilir evet bana vurdu ama bende biraz üstüne gitmiştim, benimde suçum var vs gibi. Bu düşünce sayesinde bir bakıma kendini aptal yerine koymuyor çünkü kabullenirse kocasının haksız olduğunu, inançlarıyla çelişkili olacak ve bu yüzden kendindede hata varmış izlenimine kapılıyor. Bir başka örnek ise anlam yükleme ye çalışmak. Mesela zengin bir kişi olalım ve yoldan geçerken fakir bir kişi görelim kendimizi ona karşı sorumlu hissetmemek için anlam yükleriz yani ben çok çalıştım bu seviyeye geldim, oda çalışsaydı fakir olmayabilirdi gibi düşüncelerle adil dünya inancı olan kişiler bir çeşit savunma mekanizması yapar.
 YAZININ TÜM HAKLARI SAKLIDIR İZİNSİZ ALINAMAZ

29 Haziran 2016 Çarşamba

Madde kullanımına tolerans oluşumu



 Madde kullanımına tolerans oluşumu
Bir maddeye vücut alıştığında daha fazla almak isterki aynı hazı alabilsin. Buna davranışsal tolerans denir. Vücumuzda milyonlarca nöron vardır. Nöron bir akson ve bir dentritten oluşur. Birinci bölgeden(akson) ikinci bölgeye (denrite) dopaminler gider. Dentritte transmitörler vardır ve dopaminler buradan içeriye girer ve haz alma yaşanır. (Basitçe örnek vermek gerekirse bir köprünün bir ucu akson öteki ucu dentrit olsun ve bu köprü 10 şeritli olsun, dopaminleri araba olarak düşünelim karşıya geçsinler). Haz almak için pek çok şey olabilir iyi bir haber duymak, yada biriyle sarılmak, güzel bir şey yemek,yada madde kullanımı. Uyuşturucu gibi maddeler beynin kimyasını değiştirir ve beyin sürekli dopamine maruz kaldığından reseptörlerin bir kısmını kapatır, maddelerin verdiği bu etkiyi almamak için, bu durumda tolerans oluşur daha sonra madde kullanan kişi daha yüksek dozda madde alır ve aynı zevki almaya çalışır. Ayrıca uyuşturucu kullanan kişiye, çikolata yada farklı zevk veren şeyler o kişiye haz vermez . Bu durumda zevk veren uyuşturucuyu arar. Fakat tolerans oluştuğu için kişi çok yüksek mutluluk alamaz.Bu sefer düşük mutluluklar için uyuşturucuya devam eder. Vücut nasıl uyuşturucuya tolerans gösteriyorsa. Bırakıldığında da buna alışması tedavilerle mümkündür.


Beyin ödül merkezi ve dopamin



Beyin ödül merkezi ve dopamin işlenişi
Mutlu olduğumuzda, ödül aldığımızda, zevk aldığımızda beynimiz bunu ödül olarak algılar. Yani haz aldığımızda vücut dopamin salgılar. Dopamin orta beyinde ön tavan bölgesinde üretilir. Beynin pek çok farklı bölgesine gider amigdalaya gider(duygularla ilgilenir), daha yukarısı beynin ödül merkezidir(vücudumuzun motor fonksiyonları bu bölgededir).  Daha sonra prefrontal kortekse gider(odaklanma dikkat, planlama işlemleri burada olur), hipakampüse gider(anıların düzenlemesinden sorumlu bölge). Temel olarak dopamin salgılandığında bu yollarda işlemler olur. Farklı uyarıcılar farklı tepkiler gösterir örneğin uyuşturucu, farklı ilaçlar gibi. Zevk aldığımız şeylerde hipakampüs bunu hafızaya yazar ve bunu unutmaz zevk alınan eylemleri hatırlar. Amigdala zevk aldığımız şeyleri söyler.  Motor fonksiyonlarımızın olduğu yerdeki, beyin ödül merkezi daha çok haz alınan şeyden istiyor. Prefrontal korteks zevk alınan şeye odaklanmamıza yardım ediyor. Dopamin arttığından serotonin düşer ve böylece doyum hissimiz azalır. Serotoninin bir özelliği doyum hissi sağlamasıdır. Zararlı madde kullananların tek sebebi yanlış kararlar vermesi değildir çünkü fizyolojik sebeplerde yukarıda yazılanlara göre vardır.
Madde bağımlılığının biyolojik temelleri hakkındaki deneyler vardır fareler üzerinde.
Farelere kaldıracı kaldırıp kaldıramıyacağını görmek için serumla uyuşturucu veriyorlar. Daha sonra fare kaldıracı daha hızlı kaldırıyor. O maddeyi arama davranışları sergiliyorlar. Bir fareye onu hasta eden yiyecek verilince bir süre sonra o yiyeceği yemek istemiyor. Ancak bağımlı olduğu maddeyle birlikte verilince istiyorlar. Çünkü madde beyinlerindeki mantığı alıyor.

Homeostaz nedir ve madde kullanımı.

Homeostaz
Hücre dışı olaylarda hücrenin kendini koruma eğilimidir. Dinlendiğimizde bile olur. Dış etkenlerin vücut dengesinin bunu korumaya çalışması denebilir. Spor yaparken kalp in hızlanması spor bitiminde yavaşlaması gibi.
İlaç alımında yada farklı olaylarda beyin bunu algıladığı zaman vücudu beyin ona göre hazırlıyor. Bir kişi uyuşturucu aldığında beyin sürekli ortamı kontrol eder. Diyelim vücut sürekli aynı odada uyuşturucu alıyor beyin odadaki ısıyı, ışığı, görseli vs hepsini bir süre sonra ezberliyor ve daha sonra vucüt ona göre kendine savunma mekanizması hazırlıyor. Bir süre sonra aynı dozda uyuşturucu etki göstermiyor ve doz arttırımı oluyor. Bir başka ilginç olan şey ise. Yüksek dozda uyuşturucudan ölenlerde yapılan araştırmada aslında ölen kişilerin aynı miktarda uyuşturucu aldığı tespit edilmiştir. Peki her zaman aldığı uyuşturucu miktarı olmasına göre yüksek dozdan ölmesinin sebebi ne olabilir. Araştırmalar gösteriyor ki bunun sebebi kişinin uyuşturucuyu farklı bir ortamda aldığı ve beynin buna hazır olmadığı ve alınan uyuşturucunun yüksek dozda etki gösterdiğidir. Uyuşturucu kullanan kişi uyuşturucu kullandığı odada, uyuşturucu kullanırken yaptığı eylemleri yaparsa beyin kendini uyuşturucu kullanacakmış gibi hazırlar kalp ritmini vs. Peki uyuşturucu kullanmasa o kişi? Bu durumun bile vücuda belli tepkileri oluyor.

Yazının tüm hakkı saklıdır izinsiz alınamaz.