17 Mayıs 2016 Salı

Psikopatoloji Tarihi giriş

Psikopatoloji Tarihi giriş

Pek çok ders kitabı kendi içinde geçmişten günümüze kendi tarihini inceler. Bunun bize faydası bilimin nasıl geliştiği zaman içinde ne gibi değişikliklere uğradığı ,genel geçerlerin nasıl işlevini yitirdiğidir.
  Erken demonoloji zamanında insan kontrolü dışındaki olaylar doğa üstü olaylar olarak kabul edilirdi. Yangınlar, hastalıklar, mevsimler gibi. Sorunlu zihinler üzerinde çalışan doktorlar, filozoflar, teologlar bozulmuş davranışı doğa üstü nedenlere bağlardılar. Tanrının hoşnutsuzluğu yada şeytanlar tarafından ele geçirilme inançları mevcuttu.  Demonoloji ise kötü bir ruhun varlığın insan bedenini zihnini ele geçirme kontrol etmesi denebilir. Bunlar sonucunda da şeytan çıkarma ile ilgili tedaviler başlamıştır. Kırbaçlama, aç bırakma yada çeşitli kötü bilimsel olmayan şeylerle şeytan çıkarmaya çalışmışlardır.
 Modern tıbbın babası olan Hipokrat Mö460 larda. Tıppı büyü din ve doğaüstü güçlerden ayırmıştır. Hastalıkların tanrı cezalandırılmaları olan inançları reddetmiştir. Bunun yerine bunların sebebinin doğal nedenler olduğunu savunmuştur ve tedavi edilebileceğini söylemiştir.
 Hipokrat ruhsal bozukluğu üçe ayırmıştır. Mani, melankoli ve menenjit. Ruhsal bozukluğun sebebinin kan kara safra, sarı safra ve balgam olduğunu savunmuş ve bunların bu sıvılardaki dengesizlikten olduğunu söylemiştir. Elbette söylediği şeylerin çoğu çürütülse de modern tıbbın başlangıcı olarak kabul edildi çünkü bilimselliğe inanıp her şeyin sebebini insan vücudundaki değişikliklere bağlamıştır, doğa üstü olayları reddetmiştir.
  Karanlık çağ Galen in ölümüyle başladı. Bir kaç yüzyıl sürmüştür. Kilise güç kazanmıştır ve ruhsal bozuklukların tedavisiyle bilimsel olmayan yöntemlerle ilgilenmişlerdir.  Böylece ruhsal olayların başlangıcının tekrar doğa üstü nedenlere bağlı olduğunu savunanlar çıktı.
  13. yüzyıla doğru kıtlık, sosyal huzursuzluk yada salgın hastalıkları açıklamak için insanlar demonoloji inançlarına döndüler. Büyücülükle ve cadılıkla suçlananlar hedef haline gelip çeşitli şekillerde öldürüldüler.  şeytan çıkarmak için insanları yaktılar böylece insanların şeytandan arındığını savundular.
  Akıl hastanelerinin gelişimi Avrupa da savaşların azalmasıyla cüzzam hastaneleri akıl hastanelerine dönüştürüldü. Betlehem manastırı 1243 de kurulmuştur. 1403 te burası ruhsal hastalığı olan 6 kişiye bakmıştır. Daha sonraki yıllarda burası akıl hastanesi olmuştur. Ancak durumu içler açısı olmuştur bu hastane için tımarhanede denilmiştir uzunca yıllar. Daha sonrada londra da turistlik merkez haline getirilmiştir.18ci yüzyılda Westminster Abbey ve londra kulesi ilede rekabet etmiştir. Hatta 19 cu yüzyılda eğlence maksadıyla insanlar onları görmek için biletler almıştır. Amerikan psikiyatrisinin babası olan Benjamin Rush ruhsal bozukluğun sebebinin beyindeki fazla kanın olduğunu savunurdu bu yüzden bir teknik geliştirip vücuttaki fazla kandan çekerdi ancak hasta eğer ölürse hastalığının çok yüksek olduğu için öldüğünü savunurdu.(hacamat tekniği)

  Pinel ruhsal hastalığı olanlara daha insancıl yaklaşmıştır Paris te büyük bir akıl hastanesinin başına geçmiştir. Pinel gelmeden önce hastanede insanlar zincirlenmiş adeta hayvan muamelesi görmüştür. Pinel gelince insancıl muamele başlamıştır. Tabi bununla ilgili şüpheler vardır insancıl hale getiren kişinin Pinel olmadığı savunanlarda vardır. Tabi Pinelde belli ayrımlar yapmıştır üst sınıf alt sınıf ayrımı yapmıştır.
  Ahlaki tedavi olarak örneklerini Amerikada görmek mümkündür 1817 de Pelsivanya da ahlaki tedavi başlamıştır. Ancak 19 yüzyılda gene ahlaki tedavi azaldı bunun mücadelesini Dorothea Dix vermiştir. Kampanyalar düzenledi ve 32 devlet hastanesinin inşasına bizzat yardım etti.
  Ayrıca son olarak söylemek gerekirse Osmanlıda durum çok farklıdır bizde akıl hastaneleri iyi koşullardaydı ve iyi bir şekilde tedaviler uygulanmıştır. İnsancıl yöntemlerle müzikle tedavisi yada akıl hastaları için konforlu çiçekli bahçeli güzel yerlerde tedaviler olmuştur.

Yazının tüm hakları asistan kanalına aittir tamamı veya bir kısmı alınamaz






Hiç yorum yok:

Yorum Gönder